“KADIN ERKEĞİN ŞEYTANIDIR”: TÜRK DÜNYASI ATASÖZLERİNDE KADINA YÖNELİK OLUMSUZ TUTUM
(“WOMEN ARE THE DEVİL OF MEN”: NEGATİVE ATTİTUDES TOWARDS WOMEN İN THE PROVERBS OF THE TURKİC WORLD
)
Author
|
:
Fatma Tekin
|
|
Type |
:
Copyright
|
Printing Year |
:
|
Number |
:
|
Page |
:
|
Özet
20. yüzyılda kadın çalışmalarında kadın kimliğinin, genellikle “feminist” ya da “muhafazakâr” bakış açısıyla ele alındığı görülmektedir. Bu yaklaşımların ilkinde kadının, erkek egemen bir toplumda kendine yeterince bir alan elde edemediğinden, ikincisinde ise geçmişten bu yana erkekle denk bir konumda olduğundan söz edilir. Her iki bakış açısındaki ortak nokta; erkek ve kadın egemen, hatta özellikle kutsal yapının, toplumlarda uzunca bir süre iç içe geçmiş bir şekilde yaşaması ve ataerkil-anaerkil özelliklerin birbirine karışmasıdır. Anaerkil düzende kadına atfedilen kutsallık yerini, ataerkil düzende eril söylemin belirginleşmesi ile zamanla kaybetmiş, bunun sonucunda ise ötekileştirilen kadına yönelik olumsuz düşünce ve söylemler artmıştır. Aslında geri planda tartışılan ise tarım ve sanayi toplumlarında kadın ve erkeğin rol dağılımları meseledir. Kadının olumsuz özellikleri ya da toplum tarafından kadına karşı takınılan olumsuz tutum; sözlü kültür geleneği dairesinde mitolojiden destan, masal, efsane, halk hikâyesine kadar birçok türde kendine yer bulmuştur. Türk dilinin en eski metinlerinden bu yana kadına yönelik olumsuz yaklaşımın atasözlerinde ne kadar ve ne şekilde yer aldığına duyulan merak ise, bu çalışmanın çıkış noktasını oluşturmuştur. Bu bağlamda çalışmada, kadına yönelik olumsuz tutum sergileyen Türk Dünyası’na ait 265 adet atasözü üzerinde bir tematik araştırma yapılmıştır. Bu atasözlerinde kadına yönelik olumsuz tutumların hangi noktalarda olduğu belirlenmiş, sosyal-kültürel temelli iletiler tespit edilmeye ve elde edilen veriler eleştirel bakış açısıyla yorumlanmaya çalışılmıştır. İncelemeler sonucunda atasözlerinin; bireysel ve toplumsal yapıda işleyişin bozucusu olarak nitelediği ve yer yer ötekileştirdiği kadına, statükoyu devam ettirici davranış normları oluşturarak toplumsal işleyişte bir yer tayin ettiği; bu şekilde toplumsal cinsiyete dair roller belirlerken, bir yandan kadın-erkek arasındaki dengeyi sağlamak, bir yandan da toplumsal karmaşaya izin vermeyerek kültürel yapıyı korumaya çalıştığı anlaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler
Türk kültürü, sözlü gelenek, atasözleri, toplumsal cinsiyet, kadın.
Abstract
In the 20th century, in studies related to women, it is observed that the concept of female identity is often approached from a "feminist" or "conservative" perspective. In the first of these approaches, it is mentioned that women have not been able to get enough space for themselves in a male-dominated society, and in the second, they have been in an equal position with men since the past. The common point of both perspectives lies in the coexistence of male and female dominion, and especially the sacred structure within societies for an extended period, leading to a blending of patriarchal and matriarchal attributes. However, the sanctity attributed to women in matriarchal orders has gradually been displaced by the prominence of masculine discourse in patriarchal settings, subsequently leading to an increase in negative thoughts and expressions directed towards marginalized women. In fact, what is discussed in the background is the role distribution of men and women in agricultural and industrial societies. The negative qualities of women or the unfavorable attitudes adopted towards women by society have found their place in various forms within the oral cultural tradition, spanning genres from mythology to epics, fairy tales, legends, and folk stories. The curiosity regarding the extent and manner in which the negative approach towards women has been reflected in proverbs from the earliest texts of the Turkish language forms the foundation of this study. In this context, in this study, a thematic research has been conducted on 265 proverbs belonging to the Turkic World, which exhibit negative attitudes towards women. The analysis identifies the specific contexts where negative attitudes towards women are manifested in these proverbs, aiming to ascertain socio-cultural messages and interpret the obtained data from a critical perspective. As a result of the examinations, it is evident that the proverbs characterize women as disruptors of individual and societal structures, at times marginalizing them, and establish behavioral norms that perpetuate the status quo, thereby determining a place within societal functioning, and while defining gender roles, have endeavored to maintain a balance between men and women on one hand, and to preserve the cultural structure by preventing societal turmoil on the other.
Keywords
Turkish culture, oral tradition, proverbs, gender, woman.