TÜRK-RUS İLİŞKİLERİ EKSENİNDE TÜRKİYE’DE İKTİDARLARIN “SOL” ALGISI (1923-1960)
(“LEFT” PERCEPTION OF TURKISH GOVERNMENTS WITHIN THE SCOPE OF TURKISH-RUSSIAN RELATIONS (1923-1960)
)
Yazar
|
:
Zehra Aslan
|
|
Türü |
:
Telif
|
Baskı Yılı |
:
2016
|
Sayı |
:
51
|
Sayfa |
:
171-190
|
Özet
Türk Kurtuluş Savaşı'nda başlayıp, cumhuriyetin ilanı ile sürdürülen ve 1925 tarihli dostluk antlaşması ile pekiştirilen Türk-Sovyet dostluğu, 1930'lu yılların ortalarına kadar pürüzsüz bir şekilde devam etmiştir. Fakat 1930'lu yılların başından itibaren değişen dünya şartlarına paralel olarak iki ülkenin öncelikleri de değişmiştir. Özellikle 1936 yılında imzalanan Montreux Boğazlar Rejimi ile başlayan ve II. Dünya Savaşı ile devam eden süreçte iki ülke arasında konvansiyonel Türk-Rus politikasına adeta geri dönüş yaşandı. Savaş sonrası Montreux Boğazlar Rejiminde değişiklik, Boğazlardan üs talep eden Sovyet notaları ile ilişkiler tam olarak çıkmaza girdi ve Türkiye’nin 1960'lı yıllara kadar dış politikasını temellendiren ve iç politikasını da yansıyan unsur, Sovyet dolayısı ile komünizm korkusu oldu. Bu korku, "sol" kelimesinin bile tehdit unsuru olacak derecede algılanması sonucunu doğurmuş ve basın başta olmak üzere bu ideolojiyi destekleyen yayınlara yasaklamalar getirilmiştir. 1940'lı ve 1950'li yıllarda komünist propagandası yapıldığı gerekçesi ile kitaplar, takvimler ve yayınlanan çeşitli türden metinlerin toplatılmasına dair çok sayıda karar alınmıştır. Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, TBMM Arşivi, basın ve araştırma eserlerden yararlanılarak hazırlanan bu çalışma ile 1923-1960 yılları arasında Türkiye'nin SSCB ile olan ilişkilerine paralel olarak "komünizm" tehdidi algılaması ve bunun sonuçlarının ortaya konulması amaçlanmıştır.<
Anahtar Kelimeler
Komünizm, politika, tehdit, yayın, yasak
Abstract
Turkish-Soviet friendship, which started during the Turkish War of Salvation and strengthened with the friendship agreement signed in 1925, had kept alive trouble-free until mid-1930s. However, since the beginning of 1930s, the priorities of the two countries differed in parallel to changing world conditions. As a result of the process starting with the Montreux Convention signed in 1936 and continuing with the World War II, there had been almost a return to the conventional Turkish-Russian politics between two countries. Soviet notes requesting changes in Montreux Convention and ownership of the bases along the Bosporus, led to a stalemate in the relations between parties in the post-war period. As a result, Soviet or communism fear had become one of the central tenets shaping Turkish foreign policy till 1960s, as well asit has some reflectionson the Turkish internal politics.This fear even led to the perception of the word “left” as a source of threat and some bans were applied on the publications, mainly on the press, supporting this ideology. Many decisions were taken regarding the pulling of the books, calendars and various forms of published documents from the shelves on the basis of the claims about communist propaganda during 1940s and 1950s. This article, which has been prepared by benefitting from the Republican Archive of Prime Ministry, The Archive of Turkish Grand National Assembly, press and research studies, aims to put forth the threat perception related to “communism” and its results in parallel to Turkish-USSR relation. <
Keywords
Communism, policy, threat, puplication, forbidden